Murat Kendugan
Wayfair.com.tr mi Açılıyor (Wayfair Son Dakika!)

Geçtiğimiz hafta 2002'de Amerika'da kurulan Wayfair isimli mobilya ve ev dekorasyon malzemeleri satan e-ticaret sitesinin çocuk kaçakçılığı yaptığına dair bazı iddialar gündeme gelmişti. Wayfair olayı ile ilgili son gelişmeleri ve Wayfair Türkiye açılıyor konusu hakkındaki bilgi ve teorileri sizinle paylaşıyorum. Wayfair nedir? Dünyayı sallayan Wayfair skandalı gerçek olabilir mi? Çocuk ticareti mi yapılıyor? Wayfair skandalına tepki olarak neler söylediğimi videoyu izleyerek öğrenebilirsiniz.
Videoma bir beğeni ve yorum bırakarak bana destek olabilirsiniz. Yeni videolardan haberdar olmak için de Abone ol butonuna tıklamanız yeterli :)
2002’de Amerika’da kurulan Wayfair, mobilya ve ev dekorasyon malzemesi satan bir e-ticaret sitesi. 11.000’den fazla tedarikçi ile çalışıyor ve 14 milyon çeşit ürün satıyor. Pek çok ülkede hizmet veren platform 3,500'ün üzerinde Veri Bilimci (Data Scientist) ile çalışıyor. 2019 yılında 1 milyar doların üzerinde reklam ve pazarlama harcaması yaptığı ve o yılki gelirinin ise 9.5 Milyar dolar olduğu tahmin ediliyormuş. Bu bahsettiğim bilgileri özellikle aklınızda tutmanızı istiyorum çünkü yazının sonunda birlikte bir çıkarımda bulunacağız. Bu nedenle bahsettiğim her şeyi dikkatlice okumanız çok önemli.
İlk olarak, PizzaGates skandalı ile başlayalım. 2016 yılında ABD Başkanlık Seçimi Öncesi Hillary Clinton, Clinton’ın danışmanları ve diğer demokrat parti üyeleri Washington’da COMET isimli bir pizza restoranının merkezde olduğu çocuk istismarı haberlerinin odağı olmuştu. Bazı ünlülerin restorandan 60 bin dolarlık şipariş ettiği söylentileri çıkmıştı. Breaking Bed’i izleyenler belki Los Pollos Hermanos’u hatırlamıştır. Dizide de bir tavuk restoranı üzerinden kaçakçılık yapılıyordu. Sonuç olarak Hillary Clinton seçimi kaybetti, restoranın ise suçu ispatlanamadı.
Geçtiğimiz günlerde Wayfair ile ilgili de benzer iddialar ortaya atıldı. Websitesinde yer alan dolap, yastık ve farklı mobilya eşyalarının fahiş fiyatlardan satıldığı tespit edildi. Daha da ilginci bu ürünlerin isimlerinde ve açıklamalarında kaybolan kişilerin isimlerine rastlandı.
Örneğin; Samiyah isimli beyaz sıradan bir dolabın fiyatının 12,899 dolar olduğunu görüyoruz. Tesadüf bu ya 30 Nisan 2019 tarihinde ise Samiyah isimli 17 yaşında bir genç kızın kayıp haberleri yayınlanmış. Yaritza Storage isimli bir dolapta benzer şekilde yüksek fiyatlara satılıyorken Yaritza isimli bir genç kızın 10 Haziran 2020’de kaybolduğunu görüyoruz ve benzer birçok örneğe de rastlıyoruz.

Peki, bu konular için deepweb gibi yasa dışı aktivitelerin rahatlıkla yürütülebileceği bir platform varken neden her gün binlerce kişinin ziyaret ettiği bir mobilya sitesinde herkesin erişebileceği ürünler üzerinden bu tarz bir iş yapılsın? Bankada yeni çalışmaya başladığınızda “Kara Para” isimli bir eğitim alırsınız. Dersin konusu tahmin ettiğiniz gibi yasa dışı yollarla elde edilen paralarla ilgilidir. Bu işin temelindense şu şekilde bahsedilir.
Şimdi birlikte bir egzersiz yapalım. Hem de bu egzersiz Barış Özcan takipçilerinin aşina olduğu bir çalışma olsun. Birlikte kritik düşünme becerilerimizi ve teknolojiyi kullanarak, aktif olarak öğrenebilir ve yaratıcılığımızın da yardımı ile analitik bir sonuca ulaşabiliriz.
Bunun için de ilk bölüm kritik düşünme ve teknolojiden yararlama ile başlayalım.
Bildiğiniz gibi tüm e-ticaret sitelerinde sıralama özelliği bulunur. En pahalıdan en ucuza dolapları sıralarsanız eğer en yüksek fiyat sizin ürününüzdeyse sizin ürününüz görünür olacaktır. Sizin dolabınızı görecek ama muhtemelen 10.000 doları bir dolap almak için harcamayacaktır. Ürününüzü beğenirse yeni bir arama yapacaktır. Eğer ürününüzü diğer ürünlerden ayrıştıracak bir ismi yoksa müşterinin karşısına yüzlerce ürün çıkacaktır ama bir ayrıştırma noktası varsa arama yapıldığında pahalı ve normal fiyatlı ürününüz müşterinin 2 seçeneğinden biri haline gelecektir ve bravo satışınız başarı ile tamamlanacaktır.
Peki, şimdi biraz yaratıcılığımızı konuşturalım. Ayrışma noktası çocuk isimleri olabilir mi? Sadece çocuk isimleri değil ama dönemsel yükselen trend kelimeler olabilir. Bu dönemsel trendleri de çoğunlukla haberler oluşturur ve bir kelime trend ise orada arama hacmi vardır yani o kelimeyi içeren websiteleri daha göz önünde bulunur. Bu işleme de SEO / Search Engine Optimization denir. Bu kelimeler kendi kendine mi ürün açıklamalarına giriyor? Tabi ki hayır. Ülkemizde de bulunan e-ticaret programları bir ürünün aynı anda onlarca farklı e-ticaret sitesinde listelenmesini sağlayan bir hizmet sunuyor. Basit bir kod ile bu işleyiş sağlanamaz mı?
Sizce Wayfair bir suç örgütü mü, yoksa tesadüflerin kurbanı mı? Amerika gerçekten aya ilk giden ülke mi yoksa her şey bir film stüdyosunda mı çekildi? Dünya düz olabilir mi? Peki Bermuda Şeytan Üçgeni’nde neden bu kadar çok insan kaybolmuş?
Bu da bizi aktif olarak öğrenme adımına getiriyor. Komplo teorilerinin bu kadar gerçek ve ihtimaller dahilinde görünmesinin sebebi psikolojide örüntüler ismi verilen bir teori ile şu anlatılıyor.
Bu teori hangi olaylara baktığımızın bizim gerçeklik algımızı şekillendirdiğini iddia ediyor. Şimdi bakış açımızı biraz daha değiştirelim.
ABCnews’ün 2013 yılındaki bir haberine göre yalnızca Amerika’da 800,000 çocukla ilgili resmi makamlara kayıp başvurusunda bulunulmuş.
Samiyah Mumin ile ilgili ise şu şekilde bir video ortaya çıktı.
Yakın zamanda ise Netflix’de çocuk istismarı ile ilgili Korkunç Zengin isimli bir belgesel yayınlandı. Jeffrey Epstein isimli zengin bir iş adamının dava süreci anlatıldı.
Bir adım geriye gidip analitik düşünce becerimizi kullanarak şu soruyu sormak istiyorum: Bu haberler 1 milyar dolar reklam bütçesi olan bir şirketin yeni pazarlara ulaşmak için yaptığı bir kampanya olabilir mi?
Nekşfiliks Murat Övüç’ü hatırlıyor musunuz? Dünyanın en çok beğenilen Instagram paylaşımının bu yumurta olmasını? Peki ya zorla alı konulduğu düşünülen ürpertici kız Poppy’yi? Tüm bu insanlara ne oldu?
Poppy popüler bir şarkıcı oldu. Yumurtamız çatladı ve içinden bir hayır kurumunun reklam kampanyası çıktı. Murat Övüç ve Netflix de adını milyonlarca kişiye hiçbir ücret ödemen duyurdu.
Sonuçta reklamın iyisi kötüsü olmaz, öyle değil mi? Öyle düşünmeyen bir grup araştırmacı Stanford Üniversitesinde bir deney yaptı. New York Times’ın listesinde bulunan 240 kitaba ait pozitif yorumları katılımcılara gösterdi ve %32 – 52 arasında satın alırdım dönüşü aldı. Negatif yorumlar ise %15 oranında satışları düşürüyor. Ancak, bilinmeyen bir yazar yani markaysanız işler biraz değişiyor. Kitabınız fark edilmeyecekken, kötü yorumlar sayesinde fark ediliyor ve satışları %45 arttırıyor. Ayrıca negatif marka algısının zamanla azaldığı da çalışmalarda gösteriyor. Ülkemizde de dönem dönem olumsuz haberlerini aldığımız markaları düşünün. Bu ürünlere karşı şuan ki tutumunuz nasıl?
BBC’nin haberine göre Wayfair ile ilgili haberler son 1 haftada 4.4 milyon etkileşim oluşturmuş. Markayla ilgili 12 binden fazla paylaşım yapılmış ve Türkiye markadan en çok bahseden ülkeler arasında yer almış.
Sizce Wayfair markasını yakın gelecekte Türkiye’de görmeye başlar mıyız? Bu haberlerden sizce karlı çıkan kim? Yorumlarınızı bekliyorum.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Destek olmak için Linkedin, Whatsapp, Facebook ve diğer platformlarda paylaşabilirsiniz. Yeni videolarım her Pazar Barış Özcan videolarının hemen arkasından sabah saat 9.30'da gelmeye devam edecek. Kanalıma abone olmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sevgili şirket, şimdilik benden bu kadar tekrar görüşenedek kendinize çok iyi bakın hoşça kalın!