top of page
  • Yazarın fotoğrafıMurat Kendugan

Elon Musk'ın Neuralink Projesi Nedir?


28 Ağustos'u 29 Ağustos'a bağlayan gece Elon Musk'ın Neuralink projesi ile ilgili demo sunumunu izledik. Sunumdan sonra BCI yani Brain Computer Interface (Beyin-Bilgisayar Arayüzü) ve BMI (Beyin-Makine Arayüzü) konseptleri hayatımıza hızla girdi.


İnternette birçok kişi Neuralink ya da Neurolink nedir diye araştırmalar yapmaya başladı. Bu haftaki yazımızda 1970'lerden beri üzerine çeşitli çalışmalar yapılan BMI teknolojisi, Neuralink'in getirdiği yenilik ve bu teknolojinin hayatımızı nasıl etkileyebileceğiyle ilgili birkaç ipucunu sizlerle paylaşıyorum.


#neuralink #neurolink #elonmusk


Videoma bir beğeni ve yorum bırakarak bana destek olabilirsiniz. Yeni videolardan haberdar olmak için de Abone ol butonuna tıklamanız yeterli :)

Geçtiğimiz Cuma gecesi Elon Musk ve 8 bilim insanının kurduğu Neuralink şirketinin canlı yayınını izledik. 2019 yılında amaçlarını insanlarla makineleri birleştiren yüksek hızlı beyin arabirimi tasarlamak şeklinde tanımlayan şirket geçtiğimiz yıldan bugüne yaptığı yeni çalışmaları ve konuyla ilgili bazı önemli soruları cevapladı. Sunumun kritik noktalarından önce konuyu daha iyi yorumlayabilmek adına BCI teknolojisi nedir? Bu teknoloji üzerine ne gibi çalışmalar yapılıyor ve yakın gelecekte hayatlarımız nasıl etkilenebilir bir göz atalım istiyorum.


1970’lerden beri üzerine çalışmalar yapılan, BCI’ın açılımı Brain-Computer Interface yani Beyin-Bilgisayar Arayüzü şeklinde tanımlanıyor. Bilgisayarlarımız ile bugünkü etkileşimlerimizi düşündüğümüzde düşüncelerimiz-mouse ya da klavyemiz-bu araçları kullanmak için ihtiyacımız olan el ve kol kaslarımız ve nihayetinde de bilgisayarımız bulunuyor. BCI’da denklemdeki mouse ve kaslarımız gibi aracıları ortadan kaldırmayı amaçlıyor.


Bu teknoloji sayesinde MR ve EEG gibi teşhis yöntemleriyle epilepsi, kafa travması, beyin tümörleri, hafıza ve uyku bozuklukları gibi birçok rahatsızlığın nedeni belirlenebiliyor. EEG’de başınıza üzerinde sensörler bulunan bir çeşit şapka takılıyorken, Neuralink’te ise Matrix filminde gördüğümüz bozuk para büyüklüğünde bir cihazın kısa bir operasyon ile insan vücuduna yerleştirilmesi planlanıyor. Tıbbi terimiyle EEG non-invazif yani cerrahi bir operasyon gerektirmiyorken Neuralink’teki süreç baştaki misyonlarında da bahsettiğimiz gibi yüksek hızlı bir arayüz tasarlamak için invazif tercih edilmişe benziyor.


Elon Musk’ın da etkisi ile BCI alanında Neuralink sanki ilk ya da en büyük şirketmiş gibi bir algı oluşsa da aslında bu alanda çalışan büyük-küçük birçok şirket bulunuyor.

Örneğin: Geçtiğimiz yıl tam da bu zamanlarda Facebook’un CTRL-Labs isimli BCI şirketini 1 milyar dolara satın aldığını duymuştuk. Düşünceleri metne aktarma ve beyin sinyallerini daha iyi anlamaya yönelik 2 proje üzerinde de çalışmaya başlamışlardı.

Neurable firması ise BCI’ın günlük kullanımına odaklandığını açıklamıştı ve tamamen beynimizde kontrol edebileceğimiz bir VR tecrübesi tasarlamıştı.


Beyin dalgalarını ölçümleyen NeuroSky ve beni oldukça şaşırtan kısmi felçli bir bireyin zihni ile vücuduna takılan elektrotları yöneterek kaslarının hareketlerini kontrol etmesine olanak sağlayan NeuroLife projesi oldu.

Neurolink’in amacı insanlarla makineleri birleştiren yüksek hızlı beyin arabirimi tasarlamak ve bunu ilk etapta sağlık sonrasında ise günlük kullanıma açmak demiştik. Sunumda Neurolife projesinde de uygulanan Utah Array’in ciddi bir cerrahi çalışma gerektirdiğinden, daha estetik bir hale getirilebileceğinden ve günlük kullanıma uygunluktan bahsedildi. 1 saatten kısa sürede bir robot yardımı ile beyne zarar vermeden 1024 bağlantı noktası ile aşağı yukarı bozuk para büyüklüğünde ve dışarıdan bakıldığında da hoş görünen Neurolink V 0.9 ürünü tanıtıldı. Bu tanıtım da çocukluk masallarından aşina olduğumuz 3 küçük domuzcuk üzerinden yaptı. Neurolink kullanmayan, kullanmış ve sonrasında neurolinki çıkartılmış bir de aktif olarak kullanımı devam eden domuzcuk gördük. Bugünkü noktada domuzcuğun verilerinin kaydedildiği ve yürüyüş esnasında adımlarının tahmin edilebilir olduğundan bahsedildi.

Böylesi bir ürünün hayatımıza gireceğini düşündüğümüzde ister istemez nerelerde kullanılacak, fiyatı ne kadar olacak, gelecekte neler olacak gibi sorular aklımıza geliyor. Bununla da ilgili biz soru-cevap seansı yapıldı. Konsepti anlamamız adına bu soruları da sizinle paylaşmak istiyorum.

Elon Musk’ın AI ve insanı birleştiren düşüncesi oldukça ilginç olabilir. Bilgisayar adı üzerinde bilgileri saymak üzerine kurgulanmış bir makineyken, insanlığın on binlerce yıllık gelişiminde daha hızlı matematiksel işlem yapma konusunda herhangi bir tehlike ile karşılaşmadığını biliyoruz. Bunun yerine çevremizdeki yaşamsal tehlikelerden kaçınmak için içsel bir algı modeli geliştirdik. Bir ses duyduğumuzda geçmiş tecrübelerimizden yola çıkarak, hangi canlıya ait olduğunu kolaylıkla tahmin edebiliyoruz. En basitinden evin kapısı çaldığında “Beniim” diyen kişiyi sesinden tanıyabiliyoruz. İletişim ve iş birliği içerisinde çalışarak kendi öğrenme modellerimizi geliştiriyoruz ve çevremizdeki gelişmeleri sürekli takip ediyoruz. Yapay zekanın öğrenme yeteneği hala bizden çok farklı. Eğer yapay zekaya bir fotoğrafın bir tür köpeğe ait olduğunu öğretmek istiyorsanız sistemi yüzlerce köpek fotoğrafı ile beslemelisiniz ki karşılaştığı görselde köpek olduğunu anlayabilsin. İnsan beyni ise gerçek bir köpekle daha önce hiç karşılaşmamış olsa bile çevre koşullarına kendini adapte ederek nasıl davranması gerektiğine karar verebiliyor.


Neuralink gibi sürekli bizimle etkileşim halinde olacak ve kaydettiği verileri akıllı saat gibi bir sağlık uygulamasına aktararak tahminlerde bulunacak bir sistem bugüne kadar kimsenin erişimi olmamış bir veri setine kapılarını açacak. Bu seti teknolojinin öncüsünün nasıl kullanmak ve paylaşmak istediğiyse yeni iş modelleri oluşturacak.

2007’de iPhone ile hayatımıza giren akıllı telefonlarda kullanılan uygulamalar gibi bir iş modeli ile yeni start-upların oluşması destekleneceği gibi giriş bariyerleri oldukça yüksek yalnızca 1-2 firmanın yer aldığı kapalı bir pazar mantığında da tutulabilir. Bu nedenle şimdiden yeni iş modellerin uygun olacak yan fikirler üzerine çalışmalara başlanabilir.


Bugünkü mevcut BCI teknolojisi ile bile insan zihnini anlamamıza yardımcı olacak araştırmalar yapmak mümkün. Gün boyunca başımıza takacağımız taç benzeri bir ürün ile uyku düzeni araştırmaları, zihinsel yorgunluk seviyesinin belirlenmesi, duygu durumunun çevresel faktörlerle etkileşimi gibi kişisel kullanımlarla beraber, çalışma şeklimizi etkileyen;


· Reklamların dikkat çekicilik ve akılda kalıcılık analizleri,

· Çalışma ortamındaki stres ve mutluluk seviyelerinin takibi,

· Zihnimizle kontrol edebileceğimiz film senaryolarının oluşturulması,

· Beyin-araç arayüzü tasarımları,

· Atletlerin ve öğrencilerin çalışma kapasitesini arttıracak araştırmaların yapılması gibi birçok örnek saymak mümkün.


Neurolink gibi bir ürün ile veri akışını kesintisiz hale getirdiğimizde, anlamlandırmaya başladığımızda ve yapay zeka ile birleştirdiğimizde ise Matrix’teki kung-fu sahnesindeki gibi birkaç tuşa basılarak reflekslerimizi geliştirmekten tutun da Black Mirror’daki San Junipero bölümündeki “dijital öbür dünya” kavramı ve Be Right Back bölümünde vefat eden eşi ile yazışan kadının hikayesini gerçeğe taşımak mümkün olabilir. Elon Musk’ın da dediği gibi bizi gerçekten çok farklı bir gelecek bekliyor.

Geleceği şekillendirirken devletlerin de vatandaşlarını güvence altına alması gerekiyor. Sağlık sektöründe BCI teknolojisi ciddi denetimlere tabii tutuluyorken ticari kullanımlar için kurallar pek net görünmüyor. Tüketiciler için hangi ürünlerin BCI kategorisine girdiği, zihnimizden elde edilen verinin sahibinin kim olduğun? Bu verilerin Kişisel Verileri Koruma Kanunu ya da yurt dışındaki GDPR kapsamında olup olmadığını bir an önce konuşmaya başlamamız gerekiyor. Peki ya, bu cihazlar hacklenirse sorumlusu kim olacak? Nasıl önlemler alınacak? Kendimizle ilgili en hassas verileri açacağımız cihazlarla ilgili bu endişeler giderilmeden tüm avantajlarına rağmen günlük kullanıma başlanmaması gerektiğini düşünüyorum.


1975 yılında Microsoft kurulduğunda Bill Gates “Her evde ve çalışma masasında bir bilgisayar olacak.” demişti. 2007’de iPhone lansmanı yapıldı ve 10 yıldan kısa bir sürede mobilden internet kullanımı masaüstü bilgisayarları geçti. Benzer şekilde bundan 10 yıl sonrada Neurolink ve benzeri BCI teknolojileri yıkıcı inovatif yaklaşımları ile hayatlarımızda önemli bir yer edinebilir. Tarih boyunca “yıkıcı inovasyon” olarak isimlendirilen ve yaşayış biçimimizi değiştiren tüm gelişmelere bir şekilde uyum sağlamasını ve bunu kendi lehimize kullanmasını öğrendik. Bunun için geleceğe karşı umutluyum. Daha yüksek yaşam standartlarına ulaşacağımız ve ülke olarak da tıpkı 30 Ağustos zafer bayramımızda olduğu gibi genç arkadaşlarımızla birlikte çalışarak yeni zaferlere imza atacağımıza eminim.


Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Yeni videolar her Pazar sabah saat 9.30’da Barış Özcan videolarının hemen arkasından yayınlanmaya devam edecek. Tabii beraberinde blog yazılarımız da gelecek. Beni desteklemek için kanalıma abone olup, videolarıma yorum ve beğeni bırakabilirsiniz. Kanalıma abone olmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Sevgili ŞİRKET! Tekrar görüşene dek, kendinize çok iyi bakın. Hoşça Kalın!

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page