Murat Kendugan
Ekrem İmamoğlu'na Finansal Okuryazarlığı Sordum

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun youtube kanalında geçtiğimiz Çarşamba günü Youtuberlar Zor Sordu isimli bir video yayınlandı. Videoda Orkun Işıtmak , Meryem Can ve Emre Durmuş sorular sordu. Benim de finansal okur yazarlıkla ilgili soruma Sayın Ekrem İmamoğlu yanıt verdi. Bu hafta videomuzda sizlere ülkemizin finansal okuryazaklıkla ilgili ihtiyaçlarından ve buna çözüm olabilecek alışkanlıklardan bahsetmek istedim.
#ekremimamoglu #zorsor #finans
Videoma bir beğeni ve yorum bırakarak bana destek olabilirsiniz. Yeni videolardan haberdar olmak için de Abone ol butonuna tıklamanız yeterli :)
Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Ekrem İmamoğlu youtube kanalında “YOUTUBERLAR ZOR SORDU” isimli bir video yayınlandı. Orkun Işıtmak, Meryem Can ve Emre Durmuş gibi popüler youtuberların sorularını cevapladı. İstanbul Belediye Başkanı benim de finansal okur-yazarlıkla ilgili sorumu şu şekilde yanıtladı.
Finansal Okur-yazarlık ve Etkileşim Derneği, FODER, geçtiğimiz yıl Mart ayında bu konuyla ilgili bir araştırma yapmış. Araştırma sonuçlarına göre temel finansal okur-yazarlık puanımız 100 üzerinden 55. Yani her 100 kişiden 45’i markette, restoranda, giyim alışverişi ve konaklama gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için her gün kullandığımız para ile ilgili pek bilgi sahibi değil.
Bilgi sahibi olanlar ise enflasyon ve kur artışının alım gücüne etkisi gibi konular hakkında fikir sahibiyken. Finansal davranış ve tutum konusunda ise ciddi eksikleri var. Dilerseniz kendinizi de şu sorulara yanıt vererek değerlendirebilirsiniz.
1. Kendiniz ya da aileniz için aylık bütçe hazırlıyor musunuz?
2. Geliriniz ve gideriniz dengede mi? Yani kazandığınızdan daha az mı harcıyorsunuz?
3. Birikim yapıyor musunuz?
4. Birikimlerinizin bir bölümünü kaybetmenize neden olabilecek, riskli yatırımlar yapmaya açık mısınız?
5. Ailenizle vakit geçirmeyi daha az para kazanmaya tercih eder misiniz?
6. Piyangodan ikramiye çıkmasa da hayatımı düzene sokabilir misiniz?
Eğer bu sorulara çoğunlukla cevabınız “HAYIR” ise, finansal davranış ve tutum konusunda bazı yanlış alışkanlıklarınız olabilir.
İşin ilginci araştırma bu konuda en büyük eksiğin 18-30 yaş aralığın olduğunu gösteriyor. 83 milyonluk ülkemizin yaklaşık 15 milyonunu benim de için de bulunduğum bu yaş grubu oluşturuyor. 15 milyon neredeyse ülkemizdeki toplam gayrisafi yurt içi hasılanın 3’te 1’ini oluşturan İstanbul kadar büyük bir nüfus ve aynı zamanda da ülke ekonomisinin geleceği demek. Finansal bilgimizi doğru alışkanlıklara dönüştürebilirsek elimizdeki parayı daha verimli kullanabilir, gelecek kaygılarından kurtulabilir ve daha kaliteli sürdürülebilir bir hayat elde edebiliriz.
Peki, davranışlarımızı nasıl değiştirebiliriz?

Bu sorunun cevabını yıllardır insan davranışlarını olumlu yönde değiştirme ve küçük de olsa bir fark yaratmak için çalışan yardım kuruluşlarında bulabiliriz diye düşünüyorum. UNICEF’in yayınladığı “Davranışsal Etmenler Modeli” araştırmasına göre davranışlarımızı psikolojik, sosyolojik ve çevresel olmak üzere 3 ana faktör belirliyor.

İncelenen onlarca davranış teorisinden yola çıkarak UNICEF’de kendi davranış modeli oluşturmuş. Modele göre, davranışımızı şekillendiren ilk ve en önemli adım bilişsel yanılgılarımız. Bunu kişisel düşünce süzgecimiz gibi de hayal edebilirsiniz. İletişim kurduğumuz çevre, karakterimiz, konunun bağlamı, toplum dinamikleri, devlet kurumları ve değerlerimiz gibi farklı etmenler bu süzgeci şekillendiriyor.
Süzgecimizden geçen bilgiler bir tavır oluşturmamızı sağlıyor. Konuya olan ilgilimiz ve özyeterlilik yani kendi kapasitesine olan inancımız bir niyet geliştirmemize ve bu niyeti de sınırlı bilgimizle harmanlayarak bir eyleme dönüşüyor. Eylem tekrarlandıkça ortaya yeni bir davranış modeli çıkıyor. Bilişsel yanılgılarımız davranışı değiştirmemiz için çok önemli. Çünkü her şeyin temelini burası oluşturuyor.
Çevremizden ne görüyorsak davranışlarımıza da bunu yansıtıyoruz. Hatta bu konuyla ilgili 2015 yılında filmi de yapılan “Stanford Hapishane Deneyi” en çarpıcı örneklerden biri olabilir. Amerika’da üniversitelerde yapılan deneyler için öğrenciler katılım gösterebiliyor. Bu katılımları karşılığında da hediye çeki ya da saatlik ücret kazanabiliyorlar. 1971 yılında Prof. Phil Zimbardo da hapishane ortamını canlandırması için gardiyan ve mahkumlardan oluşan iki öğrenci grubu kurdu ve davranışlarını gözlemlemek için onları bir hapishane simülasyonuna soktu. Oyun gibi başlayan süreç çevresel faktörler, sosyal beklentilerle birlikte herkesin rolünü benimsediği gardiyanların gücü mahkumlar üzerinden kullanmaya başladığı gerçek bir ortama dönüşmüş. Denekler birbirine zarar vermeye başladığında ve işler kontrolden çıktığında da deney sonlandırılmış. Bu da bize gösterdi ki davranışlarımızı değiştirmek istiyorsak öncelikle çevremizi ya da çevremizdeki etmenleri nasıl yorumladığımızı değiştirmeliyiz.
Hapishane gibi olumsuz bir tecrübeyi Curtis Carroll nam-ı değer Wall Street Carroll olumlu bir gelişim fırsatına çevirdi. Curtis gençliğinde birçok suça karışmış ve 17 yaşında işlediği cinayetten yargılanarak 54 yıl mahkum olmuş. Hapse girdiğinde okuma yazma bilmiyormuş ve arada bir arkadaşı ona gazeteden spor haberlerini okuyormuş. Bir gün kazayla borsa ekini almış ve arkadaşına götürmüş. Borsa üzerine yaptıkları sohbetten çok etkilenerek okuma yazma öğrenmeye karar vermiş. Uzun uğraşlar sonucunda hapishanede okuma yazma öğrenmiş ve gazetedeki iş haberlerini okumaya başlamış. Kısa süre sonraysa şöyle bir şey fark etmiş:
Hapishaneden çıkıp 200 birim para ile karnını doyurmaya çalışan, kalacak yer ve iş arayan bir kişi bile duygusal düşüncelerini bir kenara bırakıp finansal kararlar alabiliyorsa bizim de yapamamamız için hiçbir mazeret bulunmuyor. Curtis Carroll’un kurucularından olduğu FEEL yani “hisset” şeklinde kısaltılan “Financial Empowerment Emotional Literacy” programını “Finansal Yetkinlik ve Duygusal Okur-Yazarlık” şeklinde tercüme edebiliriz.
Bu arada programın detaylarına geçmeden önce her Pazar yayınladığım ilham veren insanlar, ürünler ve şirketlerle ilgili videolarımı desteklemek için kanalıma abone olup bildirimlerinizi açarsanız çok sevinirim. Videoya bırakacağınız bir beğeni ve yorum ile de destek olabilirsiniz diyorum ve FEEL programının 4 basit prensibine geçiyorum.
İlk maddemiz “Verimli Tasarruf”
Elinize para geçtiğinde sanki bir fatura ödüyormuş gibi hiçbir harcama yapmadan önce kenara belli bir miktar para ayırın. Ufak başlayın ama bunu bir alışkanlığa dönüştürün. Şans oyunları gibi riskli yatırımlar yapmak yerine düzenli tasarruflarla ileride büyük birikimler elde edebilirsiniz. Eğer hiçbir tasarrufunuz yoksa bugün acil durum bütçesi oluşturmak için kenara 50 TL ayırın ve sanki bu para hiç yokmuş gibi her ay ekleme yaparak hayatınıza devam edin.
İkinci maddemiz “Doğru Borçlanın”
Olabildiğince borçlanmayacağınız bir hayat tarzını benimseyin. Geçmiş dönem harcamalarınıza bakın, nereye fazla harcadığınızı belirleyin ve kendinize takip edebileceğiniz bir bütçe oluşturun. Eğer her ay kim uğraşacak bununla diyorsanız eğlence harcamalarınıza odaklanın. Bu ayki maaşınız ya da harçlığınız elinize geçtiğinizde arkadaşlarınızla takılmak için olabilir. Marketten alacağınız aburcubur, e-ticaret sitelerinden alacağınız kıyafet ya da takı, ya da steam gibi oyun platformalarından yapacağınız alışverişlerden biri ya da birkaçı için kenara para ayırın ve bu paranın üzerine kesinlikle çıkmayın. Eğer kenarda bunlar için hazır para bulundurursanız ve planınıza sadık kalırsanız harcamalarınızın gelirinizi geçmesini engelleyebilirsiniz. Stanford Deneyi ve Wall Street Carroll örneklerinin ikisi de benzer çevrelerde geçiyor. Üstelik bir tanesi gerçek suçlularla çevrili bir ortam ve yine de çevrenin etkisine kapılmadan doğru finansal kararlar verilebiliyor. Bu nedenle küçük başlamak, plana sadık kalmak ve çevrenin etkisine kapılmamak bizim çıkış noktamız.
Üçüncü maddemiz “Yaşam Maliyetlerinizi Kontrol Altına Alın”
Harcamalarımızı ihtiyaçlar ve istekler şeklinde 2 gruba ayırabiliriz. Her zaman ihtiyaçlarımıza öncelik vermeliyiz. Ne kadar ertelersek erteleyelim fatura ödemesi, kart borcu, kredi borcu, kira, market ve yol masrafları peşimizden gelecektir. Bu nedenle bunları ötelemek ileride daha büyük borç yığınlarıyla mücadele etmemize neden olabilir. Program, anlık lükslerimizi kademe kademe azaltıp daha sorumlu ve uzun vadeli kazanca odaklı bir hayata yaşamamızı öneriyor. Henüz Eylül ayının da başında olduğumuzu düşünerek, ay boyunca tüm harcamalarınızı bir kenara not alarak başlayabiliriz. Ay sonunda listeye baktığınızda eminim sizin de buna ne gerek varmış dediğiniz harcamalar çıkacaktır. Bir sonraki ay bu harcamalardan kaçınmaya ve kenara biraz daha fazla para ayırmaya çalışarak adım adım kontrolü elimize alabiliriz.
Dördüncü maddemiz “Gelirinizi ve Yatırımlarınızı Çeşitlendirin”
Son yılların popüler kavramlarından biri de “Pasif Gelir”. Bu konsepti kısaca aktif olarak belirli bir konu üzerine çalışmıyorken de size para kazandıracak gelir kaynakları olarak isimlendirebiliriz. Bunlardan en basiti vadeli mevduat olabilir. Birikimlerinizi bankaya emanet ettiğinizde banka sizin için paranızı kullanır ve karşılığında da size faiz ödemesi yapar. Buna benzer şekilde e-ticaret, video yayıncılığı, online eğitim programları gibi bir yan proje ile ilgilenmek sonraki büyük keşfi yapmanıza katkı sağlayabilir. Instagram nasıl kuruldu diye baktığımızda işten artan vakitlerinde kod yazmayı öğrenen bir adamın arkadaşlarına ve çevresine yazdığı uygulamayı deneterek uygulamasını iyileştirdiği ve sonrasında milyonlarca dolar kazandığını görüyoruz. Başlamak bitirmenin yarısıdır. Başlayıp adım adım ilerlediğinizde hayatın size ne gibi fırsatlar sunacağını bilemezsiniz.
Eğer finansal okur yazarlık ve para yönetimiyle ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz paranızı yönetmenin en kolay yolu olarak da bilinen “Indeks Kart” videoma tam yukarıda çıkan karta tıklayarak göz atabilirsiniz.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Yeni videolar her Pazar sabah saat 9.30’da Barış Özcan videolarının hemen arkasından yayınlanmaya devam edecek. Tabii beraberinde blog yazılarımız da gelecek. Beni desteklemek için kanalıma abone olup, videolarıma yorum ve beğeni bırakabilirsiniz. Kanalıma abone olmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sevgili ŞİRKET! Tekrar görüşene dek, kendinize çok iyi bakın. Hoşça Kalın!