Murat Kendugan
İşsizliğin Çözümü: Yeni İşe Alım Ekosistemi

İşsizlik hemen hepimizin korkulu rüyası, ülkemizin ise maalesef kronik bir problemi. İşsizliğin çözümü ile ilgili TÜİK işsizlik ya da OECD işsizlik rakamları açıklandıkça Özgür Demirtaş , Atilla Yeşilada ve Ali Babacan gibi ekonomistlerin konuşmalarına mutlaka denk gelmişsinizdir. Çoğundan duyduğunuz işsizlik maaşı, işsizlik sigortası, işsizliğin çözümü ve işsizlik ödeneği bilgileri bizi makro ölçekte yani devlet kademesinde oldukça bilgilendiriyor. Ancak, özel sektörün neler yapabileceği ya da sivil toplum kuruluşlarımızın konu ile ilgili nasıl çalışmalar yaptığı konusunda işsizlik haberleri marşetleri arasında pek fazla açıklamaya denk gelmiyoruz. Birleşmiş Milletlerin 2015-2030 yılları için açıkladığı Sürdürülebilir Gelişim Hedefleri kapsamında hazırladığım üniversite projem ile yeni bir işe alım yöntemi bir çeşit işe alım ekosistemi kurmayı öneriyorum.
Not: Proje ile ilgili detaylı bilgi için yazının en altında yer alan linke gidebilirsiniz.
Videoma bir beğeni ve yorum bırakarak bana destek olabilirsiniz. Yeni videolardan ücretsiz haberdar olmak için de Abone ol butonuna tıklamanız yeterli :)
Geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri kapsamında ülkemizdeki işsizlik sorununu çözeceğini düşündüğüm bir proje hazırladım. Sunduğumuz üniversite kurulundan da onay alan projemi sivil toplum kuruluşlarına, çalıştığınız şirketlere, okuduğunuz üniversitelere ve tanıştığınız devlet yetkililerimizle paylaşmanız için yayınlamaya karar verdim. Eğer projenin faydalı olacağını düşünürseniz lütfen çevrenizle paylaşmaktan çekinmeyin. İlgili kişilere ulaşır ve işe alım süreçlerini herkesin kazanacağı bir ekosisteme dönüştürmeye ufak bir katkım olursa çok mutlu olurum.

Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri Nedir?
Birleşmiş Milletler’in 2015-2030 yılında dünya genelinde yoluna sokmak istediği 17 başlık bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de işsizlik ile ilgili. Geçtiğimiz haftalarda ülkemiz için açıklanan işsizlik verileri de gösteriyor ki bu konuda bizim de gidecek çok yolumuz bulunuyor. Bu yazıyı yayınladığım dönemde 4 milyonun üzerinde işsiz vatandaşımız bulunuyor.

Şuan üzerimizden bir pandemi rüzgarı geçse de 2019 yılında OECD’nin yaptığı araştırmalar işsizlik oranının artması beklenen 3 ülke arasında İzlanda, İtalya ve Türkiye’yi de işaret ediyordu. 2012 yılından beri işsizlik oranlarındaki değişime baktığımızda Avrupa ve OECD ülkelerinde işsizlik oranı düşüyorken; maalesef ülkemizde bu rakamın sürekli yukarı yönlü gittiğini görüyoruz.

Geçen sene bu projeyi hazırladığımda ManpowerGroup 2018 yılı Yetenek Açığı Raporunu yayınlamıştı. Buna göre dünyadaki işverenler 2007’den beri görülen en yüksek yetenek açığıyla karşı karşıya ve dünya genelinde her 100 işverenden 45’i yetenekli işgücü bulmakta zorlandığını belirtmekte. Bu oran, 2016-2017 yetenek açığı araştırmasına göre yüzde 5 daha yükselmiş. Türkiye’deki yetenek açığı ise 2016-2017 araştırmasına göre bir azalma göstermiyor ve yüzde 66 olarak ölçülüyor. 2019 için de bu oran %51 olarak gösteriliyor.

Türkiye bu yetenek açığı oranıyla dünya genelinde 6’ıncı sırada yer alıyor ve temel nedenler adayların deneyim eksikliği (yüzde 31) ve adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 20) olarak paylaşılıyor.

Türkiye’de işsizlik oranı gelişmiş ülkelerin tersine, eğitimli kişiler arasında daha yüksek. 1999 yılında yapılan bir araştırmaya göre işsizliğin asıl nedeni, ilk kez iş arıyor olma ve işlerin doyurucu olmaktan uzak bulunmasıdır. Yani sevdiğimiz işi bulamıyoruz, bulsak da şirketler bizi deneyimsiz olduğumuz için beğenmiyor. Bu da bizi içinden çıkılmaz bir sarmala sürüklüyor ve kimsenin memnun olmadı bir durum ortaya çıkıyor.
İşe alım süreçlerine baktığınızda:
Üniversite tercihlerinin kişisel özellik ve yeteneklere dayalı yapılmaması memnun olmadığımız bölümlerden mezun birçok kişinin oluşmasına neden oluyor.
Üniversitede pratikten çok teoriye odaklanıyoruz ve bu da işverenlerin yetenekli çalışan bulmasını zorlaştırıyor.
Şirketlerde aday arama süreçleri genellikle düşük tecrübeli personellerce yönetiliyor. Bu şekilde potansiyel adaylar gözden kaçabiliyor.
İşe alım referansları genellikle adayların geçmişte tanıdığı, organizasyon kültür ve iş tanımı bağımsız kişiler tarafından veriliyor ve açık konuşalım insanların %99’u objektif konuşmuyor.
Yurtdışında yaygın olan başarısız adaylara geri bildirim kültürü ülkemizde bulunmuyor.
Hali hazırda şirketlerin yetenek olarak isimlendirdiği kişileri gönüllü olarak potansiyel yetenek adaylarıyla bir araya getirsek nasıl olur?
“2030’a kadar istihdam, insana yakışır işlerde çalışma ve girişimciliğe yönelik teknik ve mesleki becerileri de kapsayan ilgili becerilere sahip gençlerin ve yetişkinlerin sayısının önemli ölçüde artırılması” hedefi kapsamında şirketlerin potansiyel yetenekleri keşfetmesi ve yetiştirmesi için “Keşfetenek” isimini verdiğim yetenek gelişim programını tasarladım.
Keşfetenek programı ile oluşturacağımız ekosisteme katılan kişilere süreçleri olumlu olsa da olmasa da şu konularda fayda sağlamayı hedefliyorum.
Kişisel özelliklerini ve yeteneklerini keşfetme fırsatı
Deneyim eksikliğinin giderilmesi
Teknik yetersizliklerin farkına varılması ve giderilmesi
Programa katılan şirketler ise:
Maliyet yönetim avantajı
Zaman tasarrufu
Güncel ve yeteneklerine güvenilir aday havuzuna erişim hakkına sahip olacak.
Türkiye’de 40’a yakın yeni mezun işe alım programı sunan şirket bulunmaktadır. ÖSYM’nin 2012 verilerine göre ise her yıl 150 bine yakın İİBF ve 80 bine yakın da mühendislik bölümü mezun vermektedir. İlk etapta 200 bin kişilik bir grupta projenin denemesi yapılıp, daha sonrasında her yıl mezun veren 600 bin son sınıf ve yeni mezun öğrenci ile program genişletilebilir. Hatta daha sonrasında milyonlarda üniversite ve lise öğrencisi için de süreç yaygınlaştırılabilir.
Öncelikli olarak, öğrenci ve yeni mezun adaylar için işe alım programı uygulayan firmalar tespit edilecek proje kapsamında görüşmeler yapılacaktır. Proje anlatılarak, firmaların ihtiyaç duyduğu yetenek profilleri oluşturulacaktır, örnek çalışanlara kişilik envanteri ve çeşitli deneyim odaklı testler çözdürülecektir. İlk yıl için pilot sektör ve firmalar belirlenecektir. Başvuru süreci başlatılacaktır. Başvuru yapan tüm adaylar başvuru formu, kişilik envanteri, vaka analizi ve yabancı dil (pozisyonuna göre) sınavı çözecek ve sonuçları adayla paylaşılacaktır. Bildiğiniz gibi maalesef şuan yapılan bunca testin sonucu hiçbir şirket tarafından adayla paylaşılmıyor ve tekrar tekrar benzer testlerden geçerek hem adayın hem de firmaların vakti boşa harcanıyor. Ortak anlaşılacak konsept üzerinde birden çok şirket böylece zamandan ve maliyetten tasarruf edecek. Sonrasında, başvurular birden fazla şirket tarafından değerlendirilecektir. Başarısız adaylara geliştirmeleri gereken yeteneklerle ilgili geribildirim iletilecek. Bu konuda hazırlanan şablonlarda yer alan kitap önerileri, etkinlikler ve yönlendirmeler paylaşılacaktır.
Başarılı adaylar ileyse mentörlük süreci başlayacaktır. 1-3 ay arası sürecek süreçte kişiler mentör görüşmesi ve deneyim/nitelik odaklı eğitimler alacaktır. Sınav sonuçları ile beraber şirketler kişilere davetlerini iletecektir. Daveti kabul eden adaylarla 3 aylık sözleşme imzalanacak ve bu süreçte de mentör/mentee ilişkisi devam edecektir. 3 ayın sonunda ise kadrolu iş başlangıcı yapılacaktır. Program yılda 2 kere tekrar edecek ve Türkiye’de yetenek gelişimi desteklenirken, firma ve aday profillerinin de doğru eşleşmesi sağlanacaktır.
Yetenek adayları bilgilerinin güncelliğini koruduğu ve tecrübelerini arttırdıkları ölçüde sistemde kalmaya devam edecek ve birer mentore dönüşecektir. Bu şekilde ekosistemin devamlılığı sağlanırken, programın kapsamı da genişleyecektir.
Proje 2-3 yetenek programı organize eden firmaya, 1 teknoloji partnerine ve birkaç üniversite ile çalışmaya başladığı takdirde potansiyel eğitmenlere/mentörlere ve ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaşmaya başlayarak kolaylıkla geliştirilebilecek bir alt yapı teşkil edecektir. İlerleyen dönemlerde liseler, üniversiteler, sendikalar, iş arama siteleri, Çalışma Bakanlığı, global/yerel firmalar, reklam verenler ve eğitim vakıfları gibi yeni paydaşlar oluşturulabilir. Bu paydaşlarla sponsorlu programlar ya da ülke genelinde birçok meslek grubunu kapsayacak şekilde yetenek seferberliği başlatılabilir. Aynı zamanda hedef müşteri kitlesi geliştirilerek daha geniş bir bağışçı ve ihtiyaç sahibi alt yapısı oluşturulabilir.
Özetle Keşfetenek ile işe alım süreçlerini şirket ile aday arasındaki dialogdan çıkartıp, bir çeşit yetenek ekosistemine dönüştürerek yeniden tanımlayabiliriz. Bunu yaparken de şirketlerin, iş arayanların ve ülkemizin de kazanmasını sağlayabiliriz diyorum. Açıklamalara bıraktığım linkte projenin gelir modeli, faaliyet alanları, ihtiyaç duyulan kaynakları ve potansiyel ortaklıklarıyla ilgili daha detaylı bilgiye de ulaşabilirsiniz. Eğer siz de işsizlik sorununu Keşfetenek projemiz ile iyileştirebileceğimize inanıyorsanız, lütfen bu yazıyı ya da videomu çevrenizle paylaşın.
Projenin detayları ile ilgili dosyalara göz atmak için buraya tıklayın.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Yeni videolar her Pazar sabah saat 9.30’da Barış Özcan videolarının hemen arkasından yayınlanmaya devam edecek. Tabii beraberinde blog yazılarımız da gelecek. Beni desteklemek için kanalıma abone olup, videolarıma yorum ve beğeni bırakabilirsiniz. Kanalıma abone olmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sevgili ŞİRKET! Tekrar görüşene dek, kendinize çok iyi bakın. Hoşça Kalın!